Telefon: 0 531 846 1782

İş kazası Dolayısıyla Manevi Tazminat

Özet:
Ä°ÅŸ kazası sonucunda %26 oranında iÅŸgücü kaybına uÄŸrayan iÅŸçi için takdir edilen 40.000 TL manevi tazminat fazladır.

 

T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

Esas No:2013/2034 Karar No:2014/416 K. Tarihi:28.3.2014 

Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ä°stanbul 2. Ä°ÅŸ Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 23.06.2011 gün ve 2010/342 E., 2011/430 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 29.02.2012 gün ve 2011/13439 E., 2012/2755 K. sayılı ilamı ile;

(...2-Davacının, 10.07.2008 tarihinde geçirdiÄŸi iÅŸ kazası sonucu % 26 oranın da iÅŸgöremezliÄŸe uÄŸradığı,olayda davacının % 20 oranında , davalı iÅŸverenlerin % 80 oranında kusurlu olduÄŸu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

BKnın 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüÄŸün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceÄŸi öngörülmüÅŸtür. Bedensel bütünlük eÅŸ deyiÅŸle vücut bütünlüÄŸü kavramınınfizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüÄŸü ve saÄŸlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduÄŸu 22.6.1966, 7/7 sayılı Ä°çtihadı BirleÅŸtirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda deÄŸiÅŸebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.

Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koÅŸulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iÅŸ göremezlik oranı, iÅŸçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın iÅŸverenin saÄŸlığı ve güvenliÄŸi önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek geliÅŸen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiÄŸi açıkça ortadadır. (HGK 23.6.2004, 13/291-370)

Bu ilkeler gözetildiÄŸinde davacı yararına hükmedilen 40.000,00-TL manevi tazminatın fazla takdir edildiÄŸi ortadadır.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir. O halde,davalı D. Güvenlik Ltd. Åžti vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiÅŸtir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiÄŸi anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereÄŸi görüÅŸüldü:

Dava, maddi ve manevi tazminat istemine iliÅŸkindir.

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalılara ait iÅŸyerinde çalışmakta iken 10.07.2008 tarihinde maruz kaldığı, iÅŸkazası neticesinde % 26 oranında maluliyete düÅŸtüÄŸünü, olayın meydana geliÅŸinde davalıların kusurlu olduÄŸunu, ileri sürerek, fazlaya iliÅŸkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL, maddi ve 50.000,00.TL manevi olmak üzere toplam 51.000,00 TL alacağın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve tava etmiÅŸtir.

Davalılardan D. Tic. Ltd. Åžti vekili cevap dilekçesinde özetle: olayın diÄŸer davalının iÅŸ yerinde ve davacının kusurlu davranışı sonucu meydana geldiÄŸini müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen maluliyet oranına da itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuÅŸtur.

Yerel Mahkemece, maddi tazminat talebi atiye bırakıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 40.000,00 TL manevi tazminatın 10.07.2008 olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müÅŸtereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya iliÅŸkin manevi tazminat talebinin reddine, dair verilen karar, davalılar vekillerinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuÅŸ; Mahkemece, takdir edilen manevi tazminat miktarı yönünden önceki kararda direnilmiÅŸtir.

Direnme hükmünü, davalı D. Güvenlik Ltd. Åžti vekili temyize getirmiÅŸtir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuÅŸmazlık; yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının somut olayın gerçekleÅŸme biçimine, hak ve nesafet kurallarına göre uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. BilindiÄŸi üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.

Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediÄŸi, ancak takdirde etkili olabileceÄŸi, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı Ä°çtihadı BirleÅŸtirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve ÅŸartlar da açıkça gösterilmiÅŸtir. Bunlar, her olaya göre deÄŸiÅŸebileceÄŸinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceÄŸi tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna iliÅŸkin zararın karşılanmasını amaç edinmediÄŸi gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de deÄŸildir. Aksine, zarara uÄŸrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiÄŸinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaÅŸmak için gerekli olan kadar olmalıdır.

Manevi tazminat, beden gücü kaybı nedeniyle bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetin-de iadesini amaçladığından hâkim, MK'nın 4. maddesi gereÄŸince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.

Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliÄŸini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2033/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları).

Somut olayın incelenmesinde, 10.07.2008 tarihinde meydana gelen iÅŸ kazası nedeniyle, davacının iÅŸ göremezlik derecesinin % 26 olarak belirlendiÄŸi, olayın meydana gelmesinde davacının % 20 oranında, davalıların ise % 80 oranında kusurlu olduÄŸu hususlarında uyuÅŸmazlık bulunmamaktadır.

Hukuk Genel Kurulundaki görüÅŸmeler sırasında, somut olay itibariyle mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının isabetli olduÄŸu görüÅŸü dile getirilmiÅŸ ise de, çoÄŸunluk tarafından bu görüÅŸe iÅŸtirak edilmemiÅŸtir.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle iÅŸ kazası sonucunda davacıda iÅŸ göremezlik derecesi, olayın meydana geldiÄŸi tarihteki paranın alım gücü dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduÄŸunun anlaşılmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ

Davalı D. Ltd. Åžti vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanu-nu'na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429.maddesi gereÄŸince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peÅŸin harcının yatırana geri verilmesine, 5521 sayılı Ä°ÅŸ Mahkemeleri Kanunu'nun 8/3.fıkrası uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.03.2014 gününde oyçokluÄŸuyla karar verildi.